17 Ekim 2013 Perşembe
Mühendis Anne
Bu bloğa başlayalı tam 4 yıl olmuş ve ilk yazmaya başladığımda bunun sürekliliğini sağlamaya kararlıydım.
Yazmak bana keyif veriyor, kızım zaten mutluluk kaynağım, ikisi bir arada olunca kendimi en huzurlu ve mutlu hissettiğim yer burası oldu.
Artık daha profesyonelce yazmak, yaşama dair başka şeyleri de paylaşmak, ilgi duyduğum ve üzerinde çalıştığı girişimcilik konusunda biraz da olsa bildiklerimi paylaşmak için Mühendis Anne'yi kurguladım.
Artık yazılarıma Mühendis Anne'de devam edeceğim.
Her annenin içinde bir mühendis ruhu olduğuna inanıyorum bu yüzden Mühendis Anne tanımını kullandım
Hepinizi beklerim
Sevgiyle kalın
4 Ağustos 2013 Pazar
İŞTE YİNE PAZAR AKŞAMI
Ne çekiyoruz değil mi şu pazar günlerinden.. Özellikle de pazar akşamlarından....
Aslında derdimiz bizim pazartesi günü ile. Hiç gelmesin istiyoruz ve sıkıntısını pazar sabahından çekmeye başlıyoruz.
Sırf pazartesi yüzünden pazar günümüzü de heba edip duruyoruz çoğu zaman.
Çok keyifli bir gün geçirsek bile içimizde bir sıkıntı bize yarını hatırlatıp duruyor bir saatin alarmi gibi...
Saatler geçtikçe ve akşam yaklaşıkça bir kasvettir bastırıyor.
Bir de sevmediğiniz bir iş, gitmek istediğiniz bir iş ortamınız varsa.... İşte bu en kötüsü.. Geçmişte bir dönem bunu yaşamıştım bu duyguyu çok iyi biliyorum.
Çok sevdiğiniz işiniz olsa bile durum değişmiyor bazen... Hem kendimden hem de çevremdeki işini çok sevdiğini bildiğim kişilerden bunu biliyorum :)
Taş gibi yüreğinize oturuyor sıkıntı bazen. Dostlarla keyifle geçen ya da doğayla başbaşa zaman geçirdiğiniz bir haftasonu olmuşsa bu duyguyu daha yoğun yaşıyorsunuz..
Eee haliyle bırakmak istemiyorsunuz haftasonunu, hiç bitmesin istiyoruz....
Çalışan anneler için ise ayrı zor...
Pazartesi bir türlü sevilmiyor işte...
Oysa yaşamdan hızlıca bir gün daha geçip gidecek.....
Belki o gün çok güzel şeyler olacak...
Yeni şeyler öğreneceğiz belki ya da hayatımıza renk katacak yeni insanlarla tanışacağız...
Belki de uzun zamandan beri beklediğiniz haber ansızın o gün gelecek...
Kimbilir, belki de o pazartesi hayatınızda hep beklediğiniz gün olacak ....
Ne dersiniz her pazar akşamı böyle düşünmek lazım galiba :)
Mutlu Pazartesi'lere :)
29 Temmuz 2013 Pazartesi
MÜHENDİS VE ANNE GÖZÜYLE BİR GAZETE HABERİ
Çocuklara yapılan hiçbir kötülüğe asla tahammülüm yok. Özellikle cinsel istismarlık konusunda. En sinir olduğum bu konuyla ilgili basında ne zaman bir haber okusam çileden çıkarım.
Geçenlerde bu konuyla ilgili okuduğum bir gazete haberi üzerine de aşağıdaki yazımı yazdım ve Adana Fikir Platformu'nda paylaştım. Buradan da paylaşmak istedim.
Yazımın linki ve tam metni aşağıdaki gibidir.
MÜHENDİS GÖZÜYLE BİR GAZETE HABERİ
Biz mühendisler, özellikle bir konuyu anlatırken mümkün olduğunca sayısal veriler kullanırız. Yazarken de önemli olduğunu düşündüğümüz ve vurgulamak istediğimiz hususları maddeler halinde ve imler kullanarak yazarız. Özellikle ve özellikle dikkat çekmek istediğimiz hususları da koyulaştırır ve altını çizeriz. Okuması kolay olsun, çarpıcı olsun ve okuyanın dikkatini çeksin diye.
Geçen gün internette bir gazete sitesinde, en altta yer alan minik bir haber başlığımı dikkatimi çekti. Benim dikkatimi çekti çünkü önem verdiğim bir konuydu. Üst sıralarda futbolun, siyasetin ve hatta magazin haberlerinin büyük başlıklarda, büyük fotoğraflarla ve çarpıcı manşetlerle yer aldığı haberlerin en altında duran boyutu küçük ama içi çok büyük olan bir haberi mühendis kafası ile bir de buradan iletmek istedim. .
Haber, Türkiye’de her 4 saatte bir tecavüz olayının yaşandığı ile ilgili istatistikî verileri içeriyordu.
Çocuk Esirgeme Kurumu Sosyal Hizmetler, Emniyet Çocuk Büroları ile adli sicil bültenleri verilerine göre; işte sayısal veriler
· Son 20 yılda aile içinde birinci yakınları ve akrabalarının ensest istismarına uğrayan çocuk sayısı: 350-400 bin civarındadır
· Çocuğu istismar eden kişilerin yüzde 80’i çocuğun ebeveyni ya da çocuğu yakından tanıyan kişilerdir
· Olayı yaşayan çocukların sadece Yüzde 27’si anlatabilmektedir.
· Ancak cinsel olarak istismar edilen çocukların yüzde 72’si, ilk etapta kimseye durumu anlatamamaktadır. Sadece yüzde 27’si, daha sonraki zamanlarda durumu biriyle paylaşabilmektedir.
· Çocuklukta cinsel istismara maruz kalmış kişilerin yüzde 32’si yetişkinlik dönemine geldiklerinde bile bu durumu hâlâ kimseye anlatmamaktadır.
· Türkiye, Google arama motorunda “child porn/çocuk pornosu” kelimeleriyle en çok arama yapılan ülkedir.
· 13-19 yaş grubu cinsel görüntü aramasında da dünya birincisidir.
· Görüntü ve videoları yayınlanan çocuk sayısı 36 bini aşkındır. Bu çocukların yüzde 42’si yedi, yüzde 77’si de dokuz yaş altındadır
· İnternette fotoğrafları yayınlanan bu çocukların sadece yüzde 1’i tesbit edilebilmektedir.
· Sokaklarda yaşayan 50 bin çocuktan 30 bininin cinsel istismara ve tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.
· Cezaevindeki suçluların yüzde 84’ü, çocukken istismar edilmektedir.
· Son beş yılda ıslahevlerinden ve büyük cezaevlerinin sübyan koğuşlarından adliyeye yansıyan tecavüz vakalarının sayısı 250’dir.
· Adalet Bakanlığı’nın 2011 yılı verilerine göre ise Türkiye’nin 81 ilinde de çocuklara yönelik cinsel suçlar, tecavüz ve taciz olayları yaşanmaktadır. Sadece İstanbul’da 2011 yılında bin 486 tecavüz, 2 bin 488 çocuk istismarı, 2 bin 223 taciz davası açılmıştır.
· Açılan davalar baz alındığında İstanbul’u tecavüz suçlarında İzmir (568), çocuk istismarında ise Ankara (1162) izlemektedir.
Umarım biraz olsun daha dikkat çekici olmuştur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)