22 Ocak 2010 Cuma

Hamileliğim -2

Apendist ameliyatı bilindiği gibi genelde basit bir ameliyattır ve bir gün hastanede kalmanız yeterli olabiliyor. Ancak hamile olduğunuzda işler biraz daha karışık hale geldiğinden bu süreç daha zorlu geçiyor. Ben ameliyattan sonra hastanede dört gün kaldım. Operasyonun erken doğum kasılmalarını başlatma riski vardı ve bu nedenle takip açısından hastanede gözetim altında tutuldum. Bu süre içerisinde herhangi bir risk olmayınca da çıktım. Ancak kocaman ve gergin bir karındaki ameliyat yeri ile hareket etmek çok zor inanın. Sanki dikişler her an açılabilecekmiş hissi ve daha çok ağrı insanı epey yıpratıyor. Kullandığım ilaçlar da vardı bu arada. Bu süre içerisinde bende başlayan iştahsızlık ile çok sağlıklı bir beslenme de söz konusu değildi. Dikişlerimi 10 gün sonra alabileceklerini söylediler ancak birkaç gün sonra dikiş yerlerinde akıntı başladı. Doktoruma gittiğimde enfeksiyon olduğunu söyledi ve ameliyatlı bölgenin temizlenmesi ve yeniden dikilmesi gerektiğini söyledi. Bir hafta kaldım hastanede ve hayatımın en kötü günleriydi. Dikiş yerlerinin temizlenmesi çok acı veriyordu. Hamile olduğum için de bölgeyi uyuşturamıyorlardı. Hemşirenin biri bana, çok kuvvetli biri olduğumu başka biri olsa bu kadar dayanamayacağını söyledi. Ama zaten ben de çok acı çekiyordum sadece çektiğim acıyı dışarıya vuran bir insan değildim

Zorlu bir haftanın sonunda yeniden dikildi ameliyat yeri. Fakat maalesef yeniden akıntı başladı iki gün sonra. Ve bu dikiş yerleri birkaç defa daha açılıp dikilmek zorunda kaldı. Böylece tam bir ay boyunca ızdırap çektim. Aynı zamanda erken doğum kasılmaları ve sancıları da başlamıştı. İlaç kullanıyordum bunun için ama çok etkili değildi.

Tabii bu bir ayın sonunda 7 aylık hamile iken beklenen sonuç gerçekleşti ve erken doğum sancıları ile kurban bayramının 2.günü akşamı hastaneye kaldırıldım. İki gün süre ile erken doğumu ertelemeye çalıştılar. Çünkü 30 haftalık hamileydim ve en az 32 haftalık olması daha iyi olacaktı. Ama dediğim gibi ilaçlar da yeterli olmadı ve bayramın son günü yani 11 Aralık 2008 tarihinde Ç.Ü. Balcalı hastanesinde doğum gerçekleşti. Oğlum Eren 1680 kg kızım Yaren ise 1350 gram olarak doğdu. Tabii hemen küveze koydular her ikisini de. Ben ise hem mutluluk hem endişe hem de merak içerisinde ameliyattan çıktım. 

18 Ocak 2010 Pazartesi

Hamileliğim-1




Kolay ve güzel bir şekilde başladı hamileliğim. Herkesin üstünüze titremesi, sizinle ilgilenmesinin zaten müthiş bir duygu olduğunu söylemeye gerek yok. İlk muayenede doktorum iki tane keseyi gösterdiği zaman ise çok heyecanlanmıştım ve daha o vakit endişelerim başlamıştı. İkiz gebeliğin biraz daha özen isteyen ve normal gebeliğe göre farklı sıkıntıları olabileceğini okumuştum. Her ikisinin de sağlıklı gelişimi çok önemliydi. İlk iki ayım çok güzel geçti. Sadece tek sıkıntım ailemin üstüme fazlası ile düşmesi ve evden dışarı çok rahat çıkamamam oldu. Onlara hak veriyordum ama hayalimdeki hamilelik rahatlıkla her şeyi yapabilen bir hamilelik süreciydi.

Bir akşam başlayan müthiş sancılarım bu güzel süreci bozan ilk işaretti. Yapılan kontrollerde her şey normaldi ve sadece tüp bebek tedavisinde kullandığım aşırı hormon ilaçları sancı yapmıştı. Doktorum ilk aylarda bunun olabileceğini belirtti. Bir gece hastanede kaldıktan sonra çıktık. Fakat burada öğrendiğimiz bir haber ise bizi tamamen alt üst etti. Kontrollerde bir üçüncü kesenin de olduğunu söylemişlerdi. Yani ben şuanda üçüz bir gebelik yaşıyordum. Sevinmek ve endişe aynı anda beni ve ailemi sardı. Tüp bebek yönteminin sıkça karşılaşılan sonuçlarından biriydi çoğul gebelik.
Doktorum 3 aylık olduğumda bebeklerden birinin kalbini durdurmamız gerektiğini, üçüz gebeliği kaldıramayacağımı ve diğer bebeklere de zararı olacağını söylemişti. Eğer kendiliğinden birinin kalbi durursa böyle bir operasyona gerek olmayacağını da belirti. Kendilerinin de tercihi buydu çünkü bir cana son vermek gerçekten zordu. Ayrıca operasyonun da kendine göre bazı riskleri vardı.

Nasıl dua edeceğimi şaşırdığımı söylesem size herhalde beni anlarsınız. Üçü de yaşasa diye dua etsem doktorum birine son verecekti. Kendiliğinden birinin kalbi dursun diye dua etsem, kendi canınızdan bir parçasını ölmesini istemeniz daha kötü. Doktor kontrolüne gittiğimizde sanıyorum en hayırlısı olmuştu bizim. Bir tanesinin kalbi durmuştu. Doktorum doğal selection dedi buna. Demek ki zaten sağlıklı değildi diyerek bizi teselli etti.

Sonrasında devam eden ikiz gebeliğimde 4,5 aylık olana kadar problemsiz gitti her şey. Fakat bir gün kalktığımda topallamaya başladığımı fark ettim. Sağ bacağımda müthiş bir ağrı ve ben kesinlikle yürüyemiyordum. Bebeklerden biri siyatiğime denk gelmişti ve ağrı bundan dolayı idi.

Dörtlü tarama yaptıracağım gün geldiğinde ise müthiş bir duygu sardı bizi. Dört boyutlu görebilecektim bebeklerimi ve üstelik cinsiyetlerini de öğrenecektim. İşlem çok güzel ve keyifli geçti, her ikisi de sağlıklıydı. Vee bir kızım ile bir oğlum olacaktı.
Sonucu öğrenen tanıdıklarımın bir kısmının söylediği tek şey şu oldu : “Turnayı gözünden vurdun, çok şanslısın hem kız hem erkek vb” şeyler.

İçimi hergün saran bir korku beni çok rahatsız ediyordu. İnanmayacaksınız ama söylenen tüm bu sözler beni çok rahatsız ediyordu. Biliyordum beni sevdikleri için söylüyorlardı ama elimde olmayan bir endişe gittikçe artıyordu. Ve sonunda büyü bozuldu tabii ki. Gece müthiş bir karın ağrısı ile uyandım. Ağrı daha sonra sağ bacağıma vurdu. 5 aylık hamileydim.  Hastaneye giderken sürekli ağlayarak “lütfen onlara bir şey olmasın “diye dua ediyordum. Doktorum şehir dışındaydı fakat telefonla hastanesindeki ekibini yönlendirdi.

Yapılan kontrollerde bebekler ile ilgili hiçbir problem bulamadılar. Hamileliğim iyi durumdaydı ancak müthiş bir sancı vardı. Genel cerrahi bölümünden uzman çağırdılar çünkü bu ağrı başka bir rahatsızlığının göstergesiydi. Yapılan tetkiklerde çıkan sonucu kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Acilen hemen apendist ameliyatına girmem gerekiyordu. Ne mi yaptım? Direndim, ameliyat olmak istemedim ancak doktorlar birkaç saat sonra patlayabileceğini hem benim hem de bebeklerimin ölebileceğini söylediler. Hayatımın en korkunç dakikalarıydı.  Tabii benim ameliyat olmadan bu hastaneden çıkmama izin vermediler ve beni ameliyata aldılar.

Sonuçta ameliyata girdim. İki canla birlikte bir ameliyata girmek, sonucunu bilememek inanın anlatılamaz. Ameliyata hem genel cerrahlar hem de kadın doğum uzmanları girdi. Anestesi vermeden önce ameliyatı yapacak uzmanın bana şunu söylediğini hatırlıyorum. “Merak etme her şey iyi olacak, sadece bana güven” Benim ayıldığımda söylediğim ilk şey ise “kızım ve oğlum nasıl” olmuş.

Dediğim gibi ben zorlukları kendime çekiyorum galiba. Ameliyat başarılı geçmişti ama ondan sonraki süreç benim için çok iyi geçmedi. Devamını daha sonra paylaşmak üzere

sevgiler

17 Ocak 2010 Pazar

Anne Adaylığına Geçiş Hikayem

Biraz karışık bir hikâyem var. Kolay olmadı anne olmak. Ama ben kendimi bildim bileli istediğim şeyleri hep zorlu süreçlerden geçtikten sonra elde ettim. Bu benim yazgım galiba. Ama olsun, bazen yorulsam da bir şeyleri elde ediyorum işte. Anne olmaya karar verdiğimde zorlu bir sürecin beni beklediğini hiç bilmiyordum. Birtakım hormonel problemler yaşamaya başlamıştım ve bunun anne olmayı nasıl etkilediğini birkaç doktora gittikten sonra öğrendim. Zorlu tedavi süreçleri, kullanılan hormon hapları derken artık yaşın da 30’u bulması ile aşılama yöntemine geçmeye karar vermiştik. Tabii şansızlık peşimi bırakmadı ve ilk aşamada bir dış gebelik geçirdim. Geçirdiğim ameliyat ile annelik sürecine biraz ara vermek zorunda kaldım. Sonrası yapılan iki aşılama da sonuçsuz kaldı.

Ankara’da yaptırdığımız ilaçsız tüp bebek yöntemi ise maalesef yine başarısız oldu. Başından geçenler beni çok iyi anlayacaktır, tüm bu süreçler inanın insanı çok yıpratıyor. Fiziki yıpratmanın dışında manevi olarak yaşanan çöküşler gerçekten çok kötü. Son olarak gittiğim doktorum, benim için bulunmaz şahane bir insandı. Bizi bilgilendirdi, yön verdi ve sonuçta bir kez daha tüp bebek yöntemini uygulamaya karar verdik. O zamanlar çalışıyordum ve her iki süreci bir arada yürütmek istedim. İşe ara verme kararı aldım ve ücretsiz izne ayrıldım. .

Tüp bebek tedavisi biraz zorlu bir süreçtir. En zoru da beklemektir. Yaşanan bu süreçte çok detay var ama testi yaptırdığım günü hiç unutmayacağım.  Kan vermek için gittiğimizde, hissettiğim duyguları anlatmam kelimelerle anlatmam mümkün değil. Bunu yaşayanlar çok iyi bilecektir. Ağlamak istersiniz ama yapamazsınız. Boğazınızda bir düğüm vardır hiç gitmeyen. 1-2 saat sonra o müthiş sonucu öğreneceksinizdir. Ya artık bir anne adayı olacaksınızdır ya da yine her şey başa dönecektir. Merkezden sonucu bildirdiklerinde hemşire direkt beni tebrik etti. Üstelik kan değerlerim 540 çıkmıştı ve kesinlikle ikiz bir gebelikti. Tabii o andaki coşkuyu ve heyecanı kelimelerle ifade etmem mümkün değil.

Benim anneliğe adım attığım süreci kısaca böyle özetleyebilirim. Bu arada yaşanan detay şeyler o kadar çok fazla ki, buradan yazmaya kalksam bir kitap olur herhalde. Sadece bu süreç mi? Dediğim gibi zor süreçlerden sonra elde ederim her istediğimi. Zorlu başlayan anne adaylığı sürecim elbetteki kolay geçmedi. Bu süreçte yaşadıklarımı, biri bana bunlar olacak diye başında anlatsaydı herhalde yok artık, yuhhh.. derdim. Ama şunu öğrendim ki bu hayatta insanın başına her an bir şeyler gelebilir.

Hamilelik sürecimi daha sonra sizlerle paylaşmak üzere.

Başlangıç


Merhaba

Aklımda hiç blog açmak, bir günlük tutmak yoktu. Genelde yaşadıklarımı açıkca paylaşabilen biri değilimdir. Ta ki anne oluncaya kadar. Anne olanlar bilir, bambaşka birşeydir, farklı bir deneyimdir anne olmak. Beni de çok değiştirdi, farklı özellikler yükledi bana. Hayata değişik açılardan bakmamı sağladı. Farklı korkular, endişeler yükledi. Daha önce dert ettiğim çoğu küçük, önemsiz şeyi artık önemsememeyi öğretti.

Kızımla yaşadıklarım içime sığmaz oldu, bir yerlere birşeyler yazmak, birilerine anlatmak istedim. bu nedenle de bu günlüğü yazmaya karar verdim. İşimle ilgili olarak tanıdığım sevgili Sedef Uncu AKI'nın kızıyla ilgili blogunu görmem ve onun yazılarını takip etmem beni daha da cesaretlendirdi bu konuda.

Bu günlük ile yazdıklarımı kızım okuduğu zaman, kendisini ne kadar çok sevdiğimi bilmesini istiyorum. Bundan sonra kızım için ve kendim için yazacağım burada.

Sevgilerimle




Bunlar da İlginizi Çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...