22 Haziran 2011 Çarşamba

SULUBOYA ÇALIŞMALARIMIZ

Resim çalışmalarına ilk olarak pastel boyalarla başlamıştık. Daha önce de buradan  iletmiştim, Yaren'in resim ile haşır neşir oluşu çok kısa sürüyor diye.

Geçen haftalarda da sulu boya çalışmasına geçtik kızımla. Ne kadar uzun zaman olmuş ben de suluboyaya elimi sürmeyeli. Çok hoşuna gittiğini söylemek istiyorum önce. Zaten bir aktivetinin içinde sulu birşeyler varsa Yaren için herşey mükemmel demektir.

İlk önce ben gösterdim nasıl yapıldığını ve geri çekildim. Önceleri tabii epey farklı yaptı. Yani önce boya sonra su ve daha sonra kağıt sıralaması ile gitti. Dayanamadım müdahale ettim, zonra düzelttik işi. Ara sıra elleri ile de suluboya yapıyor ama olsun seslenmiyorum.

Biliyorum ki ne kadar az müdahale o kadar yaratıcılık.

Haftaiçi yapma imkanı olmuyor ama haftasonu daha kolay uğraşabiliyoruz.

İşte suluboya çalışmalarımız ......




5 Haziran 2011 Pazar

Neler Yapıyoruz

Yaren'imizle hayat son sürat devam ediyor.

Zamanın ne kadar hızla akıp geçtiğine ancak eski fotoğraflara göz atttığım zaman anlayabiliyorum. Benim minicik bebeğim o kadar da büyümüş ki:)

Artık sorular soruyor sürekli, "Bu nedir ?" "Ne yapar ?" Sürekli tüm söylenenleri tekrar ediyor. Hiç ara vermeden sürekli bir şeyler anlatıyor ve söylüyor. Yaren çok hareketli bir çocuk, ben onun bu hızına ve hareketliliğine bazen yetişemiyorum.

Oyun tercihlerimiz daha çok hareket isteyen, zıplatan, koşan oyunlar. Öyle oturup da resim yapayım, puzzle yapayım diye birşey yok. Bu tür aktivitelerimiz sadece 2-3 dakika sürüyor. Daha önce canım sıkılıyordu neden bunlara çok ilgi duymuyor diye ama artık ben de kızımı daha iyi tanıdım galiba. Yaren demek hareket demek, bu kadar basit.

Daha sabah "Meraklı Minik" dergisini inceledik, sayfalarına beraber göz gezdirdik. Önce epey bir ilgilendi ama daha sonra derginin bir ekini yere koyup üzerinden zıplama oyununa geçti. Beni de çağırdı bu oyuna ve epey bir süre kağıdın üstünden atlama oyunu oynadık.

Bir süre önce sulu boya takımı almıştım eve ve ilk çalışmalara başladık. Önce tam adapte olamadı, suyla oynamayı, fırça ile etrafa su sıçratmasını daha çok tercih etti. Daha sonra ben biraz müdahele ettim ve bir şekilde kağıda birşeyler çizmeye başladı. Ama yine de resim yapmaya başladıktan birkaç dakika sonra yine su ile oyun oynamayı tercih ediyor.


Bu aralar park sevdamız daha çok arttı. Çevremizde bulunan tüm parkalara uğruyoruz. Burgerking'in bahçesindeki parkı es kaza geçersek kıyamet kopuyor. Bir de Özsüt hayranıyız. Evimiz yakınlarında bulunan Özsüt'ün bahçesindeki minipark onu o kadar çok mutlu ediyor ki anlatamam. Aslında orası bize de iyi geliyor, Yaren oynarken biz de hem onu seyredip hem de rahatlıkla çayımızı içebiliyoruz.

Parkta oyun oynarken etrafta çocuklar olmasını da çok istiyor. Eğer bulunduğu yerde kimse yoksa biraz çılgınlıklar yapmaya başlayıp bizi pek takmıyor. Ama eğer bir çocuk bile gelse, kızım o kadar çok güzel oynuyor ki.

Zaman geçiyor, kızım büyüyor ben de onunla çocuklaşıyorum. Az önce evcilik oynadık. O kadar uzun zaman olmuş ki evcilik oynamayalı.

Bunlar da İlginizi Çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...