15 Aralık 2010 Çarşamba

DOĞUMGÜNÜ KOŞTURMACASI VE PASTA

Yaren’in doğumgünü biraz koşturmacalı oldu, güzeldi ama yine de yapmak istediklerimin bir kısmını gerçekleştiremedim. Geçen sene Yaren biraz rahatsız olunca evde küçük bir kutlama yapmıştık ve kimseyi de çağırabilme imkânım da olmamıştı.
Bu sene biraz kalabalık olalım, eğlence ve coşku üst seviyede olsun dedim ama 10 Aralık tarihine kadar yaz mevsimin devam ettiği Adana’ya o gün karakış geldi. Nasıl yağmur nasıl soğuk anlatamam. Ben hava durumunu 1 hafta öncesinden takip ettğim için havanın tam da o gün bozulacağını biliyordum, bu nedenle de dışarıda bir yer ayarlaması yaptırmadık. Bu sene de kızımın doğum gününü evde kutladık.

Aslında ben evde yapılan organizasyonları daha sıcak buluyorum, ama herkesi davet etme imkânı olmuyor. Bir de havalar soğuk olunca çocukların eğleneceği bir dış mekân bulmak da zor. Bu nedenle ikinci yaş günümüz de evde geçti.


Ancak aksilik bu ya o gün çalışmam gerekti. Tam gün çalışma durumu varken ben yarım gün izin aldım ve öğlen koştura koştura eve gittim.
Akşam aile arası yapılacak küçük kutlama öncesi, öğleden sonra beraber büyüdüğümüz bir dostumun evinde Yaren’in küçük bir kutlamasını yaptık. Sağ olsun güzel bir ortam ve masa hazırlamıştı. Bu nedenle de iki ayrı pasta yaptırdım.

Yaren aydede ve yıldız çok sevdiği için pastamızın birinde bu figürler olmasını istedim. Cuma akşamı işten geç çıktım ve koştura koştura eşimle pastayı yaptıracağımı yere gidip siparişi verdik. Bilmiyorum ya bazı şeyi tam ifade edemedim ya da karşı taraf beni anlamadı aşağıda gördüğünüz Türk Bayrağını andıran bir pasta ortaya çıktı. :)



Neyse önemli değil, sonuçta bayrağımız ama ben pastayı tarif ederken aydede ve yıldız olacak yani çocuklara uygun olarak dedim ama olmadı artık.

Öğleden sonra yaptığımız küçük kutlamada aslında arkadaşım Yetke pastanın dışında çok güzel bir sofra hazırlamıştı ama yani akıl işte orta sehpaya çocukların bakması kolay olsun diye koyduğumuz tek pastanın fotoğrafını çekmişiz, masanın fotoğrafını çekmek hiç aklımıza gelmemiş.
Neyse olan oldu artık, güzel bir öğleden sonradan sonra ben koştura koştura eve gittim çünkü akşamın hazırlıkları vardı. İkinci pastamız da geldi. Aile arasında küçük bir kutlama yaptık .

Doğumgünü Çocuğu Yaren

10 Aralık 2010 Cuma

CANIM KIZIM, DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN - CANIM OĞLUM, SENİ ÇOK ÖZLEDİM

Canım kızım, bugün senin doğum günün. Tam 2 yaşındasın. Sana duyduğum sevginin tarifini ve sonsuzluğunu sana kelimelerle anlatmam mümkün değil. Fakat şunu biliyorum ki seninle ben başka bir biriyim artık. Ben seninle birlikte iken tüm duyguları çelişkisi ile birlikte yaşıyorum artık.
Bu yaşamda seninle daha güçlüyken ama bir o kadar da zayıfım. Güçlüyüm, çünkü sana gelebilecek her türlü kötülüğün üstesinden gelmeliyim. Bunun düşüncesinde bile kendimi acımasız ve sana zarar verene her türlü zararı verebileceğimi hissediyorum. Ama bir o kadar da zayıfım. Eskiden ölümden ve hastalıktan hiç korkmaz iken, şimdi o kadar çok korkuyorum ki, çünkü senden ayrılığa tahammülüm yok.
Seninle birlikteyken bazen o kadar cesurum ki, senin iyiliğin için doğru olduğuna inandığımı korkusuzca yerine getirebilirim. Ama bir o kadar da korkağım ki, senin iyiliğin için yaptığımın bir şeyin, sana zarar da verebilmesi beni ölesiye korkutuyor.
Seninle birlikteyken bazen kendime kısa bir mola vermenin hayalini de kurarken, sensiz geçen her dakikanın da vicdan azabını mutlaka yaşıyorum.
Geleceğe yönelik hiç uzun vadeli planlarım yokken, şimdi bir beş senenin sonrasını senin için planlıyorum. Planlarımı yaparken ya ben bunları göremezsem diye aklıma kötü düşünceler ve korkular geldiğinde ise bu planların hepsini baştan sona yıkıyorum.
Canım kızım, bebeğim, bir tanem. Seni çok ama çok seviyorum. İyi ki varsın, iyi ki seni doğurmuşum.
Birlikte nice mutlu ve sağlıklı yıllar diliyorum. Doğum günün kutlu olsun


Canım Oğlum, Eren’im. Eğer yaşasaydın, bugün de sen de iki yaşında olacaktın. Söyleyebileceğim tek şey, seni çok özledim. Biliyorum ki sen en güzel yerdesin, tek tesellim bu.

Seni çok seviyorum…………

Seni çok özledim………

6 Aralık 2010 Pazartesi

ÇOCUKLARA ŞİDDET


Ben şiddet haberlerini okumayı hiç sevmem ve elimden geldiğince de bu haberlerden kaçarım. Ama neden bilmiyorum çocuklara yapılan şiddet ve cinayet haberlerini elimde değil mutlaka okurum. Haberden kaçamam bir türlü ve gözyaşlarımla sonuna kadar da okurum. Şiddeti yapana içimden her türlü laneti ve belayı okuyarak hem de. Sanki o haberi sonuna kadar okumak benim asli görevim gibi gelir bana. Bir anneyim ve çocuklarla yapılan her türlü haberi sonuna kadar okumalıyımdır, buna inanırım. Bu bende anne olduktan sonra başladı.

Çocuklara yapılan şiddet, tecavüz ve cinayet haberlerini okurken bir an kızım aklıma gelir daha sonra da haberdeki o masum çocuğun resmi. O resim uzun bir süre gözümün önünden gitmez. Sanki yakınımdadır ve benden yardım istiyordur. Gidip haberdeki resim karesinden onu çıkarıp yanıma alıp, bağrıma basmak isterim, bak seni kurtardım demek isterim.

Bu yazıyı yazarken de yine gözlerimden yaşlar akıyor. İzmir’de babası tarafından döve döve öldürülen 9 yaşındaki küçük kızın haberini okudum bu yazıdan önce. Sadece “annemi istiyorum” dediği için babası tarafından öldürülen küçük kızın haberi. Onu öldüren babaya ve terk edip böyle bir adama bırakan anneye lanetler okudum sürekli.

Ben ne olursa olsun insanın insana yaptığı şiddeti hiçbir zaman anlamadım ve anlamayacağım da. Özellikle şiddet gören bir çocuk olduğunda ya da küçücük bir bebek olduğunda ise benim söyleyebilecek bir sözüm, yapacağım bir tanımım yok. Özellikle şiddeti yapan kişi o çocuğun kendi öz ve öz anne ya da babası olduğunda.

Artık şunu kesin biliyorum ki her insan anne ve baba olamaz, olmamalı da. Doğurganlık ve üremek insana ait bir doğal özellik ama annelik-babalık her insana göre değil. İş doğurmak ile bitmiyor. Asıl iş bundan sonra başlıyor.

Ben hep çevremden şunu duydum, “Annelik ve babalık doğumdan sonra başlar”.

Hayır, Annelik ve babalık doğumdan sonra başlamaz. Bu duygu her insanda yoktur ve olmayan da çocuk sahibi olmamalıdır.

Not: Bu yazıyı yazdığım günün yani 06 Aralık tarihinin Dünya Çocuk İstismarını önleme günü olduğunu da yazıyı yazdıktan sonra öğrendim.

Bunlar da İlginizi Çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...