28 Şubat 2011 Pazartesi

2 Yaş Sendromu

Evet Yaren 26 aylık ve şuanda 2 yaş sendromunu da tam gaz yaşıyoruz.


• Ağlama krizleri

• Olur olmadık şeylere “Beniimmmmm” diyerek sahiplenmesi ( Bir gün alt bezini değiştirirken kakalı bezine bile sarılıp “benimmm” dedi. Koptum yani)

• İnatlaşmalarımız

• Üstünü giydirirken, dışarı çıkarken, oyun oynarken hep bir ağıt ve inat davranmalarımız

• Yemek sorunlarımız

Yani her şey son sürat gidiyor….....

Bende de çok sabır yok galiba artık. 33 yaşında anne olmanın belki bir dezavantajı. Bundan bir 10 yıl önce Yaren hayatımıza girebilseydi, ben daha mı farklı olurdum, daha sabırlı mı olurdum bilemiyorum. Ama şimdi belli bir noktadan sonra her şey kopuyor bende. Yarenle inatlaştığımız zaman ve istemeden de olsa sesimi yükselttiğimde hiçbir şey düzelmiyor zaten. Her şey daha da kötüleşiyor.


Özellikle biz işten döndükten sonra ve hafta sonu bambaşka bir Yaren var sanki. Bambaşka diyorum çünkü ona bakan annem ile konuştuğumda hafta içi biz yokken kendisine böyle davranmadığını söylüyor. Yani Yaren, şuanda ne yapıyorsa bize yapıyor. Dün karşı komşum da sordu bana. Yaren’in bir huzursuzluğu mu var diye. Ağlamalarımız, bağırmalarımız ona kadar gitmiş bile. Ben de anlattım ona durumu.


Özellikle bu son on günümüz çok kötüydü. Aslında benim için kötüydü demek daha doğru. İşyerinde işlerin yoğunluğu, kalan zamanda Yaren’in sendromluk davranışları beni çok ama çok yordu.

2 yaş sendromunu her çocuk kendine göre farklılık gösterse de mutlaka bir şekilde yaşıyor biliyorum, Ama bizde durum biraz daha karışık. Yaren bir tüp bebek çocuğu. Aramıza zorlu tedavi süreçleri, uzun ve stresli bekleyişlerden sonra katıldı. Evlendikten 8 sene sonra aramıza katılan küçük bebeğimize tabii ki ilgi de aşırı oldu ve oluyor da. Aslında ben elimden geldiğimce normal davranmaya çalışıyorum ama ailemizin diğer fertleri maalesef bu şekilde davranmıyor. Hak veriyorum onlara. Zaten ben bile kendimi kaptırıyorum bu sürece.


1270 gr doğan Yaren bir aylık küvezde geçirdiği zaman sonrasında eve geldiğinde 1500 gramdı. Doktorumuz bir süre ona evde özel bir bakım ortamı sağlamamızı söylemişti. Her şey son derece sterildi. 2-3 ay Yaren’i dışarı çıkarmadığımız gibi, eve misafir de kabul etmemiştim. Tabii eve geldiği zamandan itibaren Yaren’e verilen aşırı ilgi ve sevgiyi burada anlatmam gereksiz. Şimdi Yaren 26 aylık ve kendisine verilen bu aşırı ilgiyi de biraz kullanıyor bana göre. Zaman zaman gösterdiği şımarıklıklar bu sebepten.

Geçenlerde Iraz'ın yazısını okudum. Her şeyi ne kadar da doğru anlatmış. Keşke düzenleyeceği seminere benim de katılabilme imkânım olsaydı ama Adana’da ikamet etmem ve o tarihte de şehir dışı yolculuğu benim için imkânsız. Ama Sedef Hanım ile bugün konuştuk, Irazı’ın Adana’da bir seminer vermesi için gerekli çalışmalara başlayacağız..

İnternetten sipariş verdiğim Ginny Graves’in İki yaşındaki çocuğunuz büyürken ve Üç dört yaşındaki çocuğunuz büyürken kitaplarını da dört gözle bekliyorum, hemen okuyacağım.




Ama yine son sözüm "Canım bebeğim iyi ki varsın, herşeye değersin."

9 Şubat 2011 Çarşamba

KORKMA BEN BURDAYIM

Bir süredir Yaren’de bir takım korkular başladı. Örneğin Arı’dan çok korkuyor. Aslında hiç canlı bir arı ile karşı karşıya gelmedi ama masal kitaplarından ve çizgi filmlerden bir arı gördü mü “bızzzzzzzz” diyerek kaçmaya başlıyor. Korkunun başlangıç noktasını hiç anlamadım ama hep bir şekilde ona güven aşılamaya çalışıp, aslında Arı’nın çok cici ve sevimli bir hayvan olduğunu söylüyorum. ( Ben de bu arada müthiş korkarım arı’dan)

Bir de geceleri de uyku sırasında korkmalar başladı. Bir süredir de korktuğu zaman hemen kendi yanımıza yatağımıza alıyoruz, rahat rahat uyumaya başlıyor. Aslında çok da televizyon seyrettirmiyoruz, sadece günde 2-3 saat kadar o kadar. O da sadece yaşına uygun çizgifilmler.

3 gündür de otobüslerden korkmaya başladı. Her otobüs gördüğünde kırmızı obotüs, yeşil otobüs diye bağırıyor ama otobüs arabanın yanına yaklaştığında hemen başını çeviriyor ve “korktu, korkma ben buradayım” diyor. “Korkma ben buradayım” benim sözüm. Bir şeyden korktuğunda böyle söylüyorum. Yaren bazen korktuğunda direkt bu kelimeyi söylüyor.

İnternetten bu konuyu araştırdım, 2 ve 6 yaş arasında çocuklarda birtakım figürlerden ve karanlıktan korkmalar yaşanabileceği, anne-babanın bu dönemde çocuğa güven aşılaması gerektiği yazıyordu. Eğer çocuk korkuyorsa, kendini yalnız hissetmesine izin vermemek gerekiyor. Bir olay veya durumdan korktuysa, ona bir şey olmayacağını hissettirmek, kucağa alıp okşamak,  sakinleşmediyse onunla oyun oynayarak dikkatini başka yöne çekmek en doğru yöntem.

Bir kaynakta beni asıl etkileyen bilgi ise çocuktaki korkuların yenilmesi gerektiği idi. Çünkü korkular aşırı hale gelirse çocuğun büyüme ve gelişmesini etkileyebileceği belirtiliyordu. Bu nedenle çocuğa korkularını yenmede yardımcı olmak gerekiyor. Öncelikle, mantıksız olsa da korkuların gerçek olduğunu kabul etmek gerektiği, korkacak bir şeyin olmadığını göstermenin korkuyu daha çok şiddetlendirdiği yazıyordu. Bunu okuyunca o zaman ben yanlış mı yapıyorum dedim kendime. Çünkü Yaren Arı’dan ve otobüsten korktuğunda ben ona her ikisinin de korkulacak şeyler olmadığını söylüyorum.

 
Bu konuyu daha detaylı ve daha bilimsel kaynaklardan araştırmaya karar verdim

Bunlar da İlginizi Çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...