Bir gün Starbucks’da kahve içerken Yaren’in tahta karıştırıcı çubuklara uzanmaya çalıştığını fark ettim. Kendi uzanamayınca yardım istedi ben de eline birkaç tane verdim. Açıkcası ne yapacağını merak ettim. Birkaç tane verdim biraz daha istedi, neden bu kadar çok istiyorsun diye sorduğumda ise, arkadaşlarımı da vereceğim dedi.
Daha sonra birlikte oynadığı diğer arkadaşının yanına giderek ona da biraz çubuk verdi ve yönlendirme yaparak çubuklarla oynamaya başladılar. Ne oynuyorlar diye dikkat ettiğimde ise çubuklarla birtakım şekiller yapıp kendilerince hikayeler ürettiklerini gördüm. İtiraf etmeliyim bu hoşuma gitti. Çünkü çok basit görünen bu oyun kurgusunda aslında dikkate alınacak çok şey var.
- Öncelikle kendi düşünerek bir objeyle oyun kurmayı planlanmıştı.
- Ona ulaşmaya çalıştı, yapamayınca pes etmedi, destek istedi
- Sadece kendini değil arkadaşını da düşündü ve onun için de istedi
- Daha sonra onu da yönlendirerek bir takım lideri gibi oyunu kurdu.
- Arkadaşıyla birlikte kendi hayal gücünü kullanarak hikayeler üretti
Tüm bunlar aslında kişisel gelişimin en güzel örnekleri olan çok ama çok önemli şeyler. Düşünmek, planlamak, destek istemek, başkalarını düşünmek, oyun kurmak ve grubu yönetmek.
Onların oyunlarını izlerken çok keyif aldım doğrusu.
Geçenler de eve de temin ettim bu tahta çubuklardan ve birlikte şekiller yapmaya çalıştık. Küçük bir oyun kurgusundan zevk alması memnun etti beni.
Aslında çevrede çocuklarımızla oyun kurabilecek o kadar çok obje var ki. Belki de hiç oyuncakçıya gitmeye gerek yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder